18 Aralık 2017 Pazartesi

The War Within 2 - İç Savaş 2

   Today I wore my navy blue jacket, put on my lovely perfume. My ring was shining all day with the prettiest of all sparkles, reflecting all the cheer in me. I felt good after a long, long time. Well, it was fun while it lasted briefly.

   I had an alter ego that has vanished two months ago. I miss him a lot. He was a prick, a ladies man, a wanderer, a source of inspiration, a fucked up kid and a person that I'd never be friends with now but at least he loved everything he did, even though he was kinda evil. Soberness and solitude are making my hands tremble, especially solitude. He was my only best friend. I can't write as well as I used to. I guess I'll be done with writing soon.

   It's not nice being lonely, having no one to talk in my words. With my alter ego gone, I'm forgetting all the things that I've done. I can't remember my sins, who I've loved or which way to go. I know I can't keep boozing and cursing my breathing, but for god's sake, wouldn't that be perfect?

   Wish I was a cowboy. I'd wear my cowboy hat and ride my horse to the lands I've never seen before. I'd meet a nice country girl, and be an innkeeper. Maybe I'd be the sheriff and my lady would be the sheriff's wife. Or we could be bounty hunters, me and the lady. We'd catch evil men dead or alive and I'd buy pearls for my lady. Well, solitude's making me a romantic fella.

   To make a long story short, I guess I need someone like me to fill the void of my best friend. I need a Lefty as I am the Pancho. With the way things are going, nobody will hear my dying words just like in the lovely Townes Van Zandt song. The song's name is Pancho and Lefty, you can listen to it if you want. It's on Youtube and Spotify. I'll see y'all.



TURKISH TRANSLATION - TÜRKÇE MEALİ



   Bugün lacivert ceketimi giydim, has kokulu parfümümü sıktım. Yüzüğüm en güzel kıvılcımları saçtığı gibi içimdeki neşeyi de yansıtıyordu. Hayli vakit sonra iyi hissettim. Kısa süreli olsa da güzeldi.

   İki ay evvel kaybolan bir ikinci kişiliğim vardı. Özlemiyorum değil. Arızanın tekiydi, mart kedisi, aylak, ilham kaynağı, sorunlu bir velet ve şimdilerde asla arkadaş olmayacağım biriydi ama en azından yaptığı her şeyi severek yapardı, biraz kötü şeyler olsa bile. Ayıklık ve yalnızlık yüzünden ellerim titriyor ahiren, bilhassa yalnızlıktan. Tek ahbabım oydu. Eskisi gibi yazamıyorum zaten. Yakın zamanda yazmayı da bırakırım.

   Yalnızlık, bana ait kelamları edeceğim birinin olmaması zor zanaat. İkinci kişiliğim de olmayınca ne yaptıysam unutmaya başladım. Günahlarımı, kimleri sevdiğimi veya hangi yolda yürüyeceğimi hatırlamıyorum. İçip aldığım nefese lanet etmekle idare edemeyeceğimi de biliyorum ama muhteşem olmaz mıydı?

   Kovboy olmak isterdim. Kovboy şapkamı takıp atıma biner, keşfetmediğim diyarlara giderdim. Hoş bir taşralı kızla tanışır, bir han açardım. Belki şerif olurdum, hanım da şerifin hanımı olurdu. Veya hanımla kelle avcısı olabilirdik. Kötü adamları ölü ya da diri yakalardık, hanıma inciler alırdım. İşte, yalnızlık adamı bozuyor.

   Velhasıl-ı kelam, galiba en yakın arkadaşım ikinci kişiliğimin yerini dolduracak biri lazım. Pancho'yum ya, Lefty lazım. Bu gidişatla müthiş Townes Van Zandt şarkısında olduğu gibi "Kimse son sözlerimi duymayacak." Şarkının adı Pancho and Lefty, dinlemek isterseniz diye. Youtube ve Spotify'da var. Bu gecelik bu kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yalancı Siyah

Gece yarısının iştah kaçırdığı dönemlerden birindeydi. Kadınının saçları siyah derdi herkese, yıllar evvel bir Çarşamba akşamı uzun tırnakl...