16 Ocak 2018 Salı

Deneme

   Dost kelamı edilen bir dört duvar arasına girdim bugün. O dört duvarın içine sıkışmış ruhlar arasında,  yalnızlıktan solup gitmek üzere olmalarına rağmen memnuniyetsiz çehrelerine umut takınan, bir kadının sıcaklığına hasretleri gören gözlere aşikâr olan beyefendiler vardı. Onlara çevrelerindeki kimisi adi, kimisi iffetli, kimisi bedbaht, kimisi muhtaç kadınlar eşlik ediyordu. Muhabbetin koyuluğuna vurdukça ak ışık, istemsizce onları gözlemliyordum.

   Çiftler olabildiğine sevimliydi, oysa ki ezici çoğunluğu pesimistleri haklı çıkaracaktı. Aklıma mazi geldi, incecik giyinmenin mükellef olduğu bir Ağustos akşamı tanıştığım kadının, boynunun altındaki boşluğa buz kesmiş elimi koyup oradaki sıcaklığına boyun eğip vurulduğum o kış günü. Birçok kadını lüzumsuz gerekçelerle sevdim ancak en kıymetlisi budur. Haber geldi hastalara iyi gelen bir tabip dosttan, sekiz aydır bir kırığı vardı. Başta kurumaya naz eden betonda boğulur gibi oldum ancak zaman o betonu kurutmayıp akıttı çaresiz bedenimin üstünden, çünkü:

   "Ve ben ne zaman kiminle sevişsem,
    Hâlâ seni aldatıyorum." dizelerindeki hissiyat bana tanrı kadar uzak, güneş kadar yakındı ve mutlak ahlâkın yokluğuna emin olduğum kadar emindim ki istersem, geri alırdım.

   İffetin erdem boyutunda kıymet derecesini işliyorum puslu zihnimin labirentinde ve tanrı labirentin çıkmazlarını öylesine ince eleyip sık dokumuş ki çıkış yolunu bulmamın yıllar alacağına kalıbımı basarım.

12 Ocak 2018 Cuma

Bir Sarışın ve Umut

   Bugün saçları güneşin doğduğu vakitlerdeki gibi sarı, tel örgüler gibi dalgalı, gözleriyse kimsenin adını koyamayacağı renkte olan bir kadını düşledim. Yeşillikler içindeki bir masada güneş yüzüne vuruyor, bende omzundan öpme isteği uyandırıyordu. Hiç olmadığım bir adamdım, olgun ve sevecen. Karşımdaki kadına sahip olmadığımın farkındaydım ama bu durum hiç alışılagelmedik bir şekilde içimdeki şeytanları uyandırmıyordu. Zaten ne vakit bir kadın beni hayal kırıklığına uğratsa iki gün üzülüyor, üçüncü gün başkasına meylediyordum. Bunu başkası yapsa karaktersizlik olarak yorumlardım oysa ki ama durum benim için farklı oluyordu. Sevildiğim kadar sevmek üç yıl önce beynimin tüm kıvrımlarına öylesine derin kazınmıştı ki bilinçaltım, dünyanın en büyük aşkını bile bir çırpıda silip atabilirdi. Nitekim öyle de yaptı, çok değil bir hafta evvel her gün vuslatının hasretini çektiğim, sabahları çehresi aşkıyla uyandığım, giderse can vereceğime emin olduğum gece yarısı saçlı bir kadını unutmasam da gönlümden inleye inleye koparmış, düşlerime koca gözlü Teksas hanımefendisini eklemiştim bile. Böyle sevmek olur mu demek lüzumsuz zira insan sevildiği kadar sevmeli, aksi hastalıktan hallicedir.

   Bu yeni bir macera sayılmaz,  dediğim gibi düşle sınırlı ancak umut, güzel kadınlar ve hiç olmadığı kadar bekâr bir ben var. Kısa bir süredir normal hissediyorum, belki bu zırvalamam o yüzden ama ayın 18'i kurtuluşumun günü olacaktır derken büyük konuşmuş olmamayı dilerim. O günden sonra her şey, herkes stabil olacak ve ebediyete dair umutların fısıltıları sıcacık bir yatak gibi, hatta yetim bir çocuğun yanakları gibi tatlı olacak. Her şey çok güzel olacak!

9 Ocak 2018 Salı

Down On My Knees

Forgive me, my Lord
For my sins, my cursing
For my hate and anger
Most of all, for these eyes
That did not see
Thine is the glory.
Lord, I can't feel your presence
Haven't felt it since I was eight
Why would you forsake
A little kid, my Lord?
Now I've become a man, my Lord.
Remember the little kid who fell down
On his knees and prayed
For a dime of mercy?
You've forsaken him, my Lord.
Now, he is on his knees
Once more, my Lord.
My Lord, give me something else
Than women, for they are
Limitless and lovely, yet my love
Isn't enough for them all, my Lord.
Make me something more
Than a ladies man, my Lord
For I might be a good lover,
I might swim well in their
Wells of pleasure,
Yet I need something more, my Lord.
I need You, my Lord.
May Your return to me
Be soon, my Lord.
Take with everything
Within this miserable sinner.
Take me, my Lord
Dead or alive.

Yalancı Siyah

Gece yarısının iştah kaçırdığı dönemlerden birindeydi. Kadınının saçları siyah derdi herkese, yıllar evvel bir Çarşamba akşamı uzun tırnakl...