Pale Rider's Heavy Shit
Writings of a mad man. Contact: a.dogukanalpay@gmail.com
27 Mart 2021 Cumartesi
Yalancı Siyah
Gece yarısının iştah kaçırdığı dönemlerden birindeydi. Kadınının saçları siyah derdi herkese, yıllar evvel bir Çarşamba akşamı uzun tırnaklarını son kez parmaklarıyla cilalamıştı. Artık unutmaktan söz etmek manasızdı, zaman tüm kahpeliğiyle zihnindeki o güzel kadının görüntüsüne buhar çekmişti. Unutmanın, unutmak isteyip istememekle bir alakası olmadığını yıllar tescillemişti. Vaktiyle kırmızı dudaklardan çekilen yaşam enerjisi elbet yok olacaktı ama anısının hep kalacağını düşünürdü. İşte söz konusu bu gece yarısında hayli vakittir kaçınmak istediği gerçekler yüzüne çarptı. O kadına dair tek hatırladığı onu öpmenin verdiği hissiyattı. Sevmediği babasından kalma yadigâr bıçağı çıkarıp parmak aralarında gezdirdi. Bir zamanlar bu parmak aralarında masal gibi bir elin parmakları vardı, şimdiyse körelmiş lanet bir bıçak. Gece boyu hatırlamanın izindeydi, saatler sonra zar zor tırnak uçlarını hatırladı. İşte o kadar. Zaman, insanın metaneti ne olursa olsun daha güçlüydü. Yenildi, herkese siyah diye anlattığı sarı saçlara dair bildiği her şey teker teker ondan alındı. Merhamet, zamana bırakıldığı vakit bir cam gibi batardı.
1 Aralık 2020 Salı
The Sight of an Angel Weeping
There is a blindness for which I yearn.
The moonlight goes through my eyes,
Gets into my skin and upon my ears
Is the melody of an angel weeping.
Wherever I dare to lay my eyes upon,
There is the sight of an angel weeping.
My weary eyes, open not!
My miserable sight, perished be!
My wicked soul, redeemed not,
Wailful will cherish thee.
26 Eylül 2020 Cumartesi
For Those Who Wish to Know
Sleep when you must
For the night is not kind.
Its stars shine not on me,
Or you, or anyone awake at night.
Hopefully told stories are lies
And all the cheerful melodies
Are composed by imposters.
Be not fooled by the daylight
For those who were birthed purified
Played foul
Just like you
And just like me.
You... and I,
We must be purified
On a night like this.
A truthful night, if ever be,
Should be the end of you... and me.
6 Nisan 2020 Pazartesi
May Mercy Be Upon Those
I kneeled before none but my mind
And I died before the end of my time.
Now, pour me whiskey as my soul wanders
Around the ones that betrayal surrenders.
None of the promises are kept,
And all the wives wept.
Tonight, we die again.
Care to join us,
The treasonous?
30 Ocak 2020 Perşembe
The Importance of a Well-Deserved Nap
A lady with a piercing, right below her lips
When my good friend's hand was on her hips
Poured me another glass of wine
And tried to convince me that on a normal day
Among me and my friend, her body would not lay
And she wouldn't be in this unholy place
Where her beauty was no longer a grace.
My fingers, weary as they are,
Soon met her dripping desire.
She whispered: "My lust, as it's rusted,
Is only for you. With him, I'm disgusted."
I said: "My fair young lady,
Never let your beauty
Lose its grace."
The lady, with a piercing right below her lips
Left without a grace on that lazy afternoon,
And I took a nap.
2 Kasım 2019 Cumartesi
Unforgiven Be, Poor Spirit
The priettiest of smiles I have known,
The darkest of oaths I have sworn.
No one said "That's not the path to go."
Now, here I stand
A wicked man, as my own foe.
Throughout the years I've rambled
And every day I said to myself:
"Never again shall I ramble."
And I rambled, and I rambled, and I rambled.
Now that I've got no where to hide,
Once again I must throw in the towel
That holds the blood and the tears of many.
Forgive me, for I know not what I do.
Kill me, for I'll do it again.
Burn me eternal,
For he who sinned
Must again
Sin.
Forgive me not,
For I shall not
Forget the tears
Of those I loved.
But maybe, if sun be bright
And your friends are there,
Find it in your heart to forgive me
For a lifetime I'm spending
In great agony,
And somehow, you know
And you understand.
If not, unforgiven be my poor spirit.
22 Ekim 2019 Salı
He Who Sinned
Sinner man was too sorry to say a word,
His soul was left with a prayer unheard.
So he loved, the sinner man,
So he vanished, the sinner man.
His grave stood colder than a whore's chest, midwinter.
Everybody knows, he had himself no rest, no whisper.
For all he loved, eternal be his flame!
His soul was left with a prayer unheard.
So he loved, the sinner man,
So he vanished, the sinner man.
His grave stood colder than a whore's chest, midwinter.
Everybody knows, he had himself no rest, no whisper.
For all he loved, eternal be his flame!
15 Eylül 2019 Pazar
Daim Olan
İlk kez gittiğim bir barın müdavimiyle tanıştım, herkes onu tanıyordu. Anlattığına göre bir kızı vardı, dünyalar güzeli. Sağ omzunda kızının doğum tarihi yazılıydı. Bira içiyor, geçmişi sorguluyorduk. İçimizde rezil bir huzursuzluk vardı. Sebebini anlamadan çok iyi anlaştık. Söylemeye cesaret edemediğimiz şeyleri söyleyip çaresizliğimizi ve kırıklığımızı anlatıyorduk, koskoca iki adam barın bir köşesinde gözlerimiz dolu, muhabbet ediyorduk. Arada bir gülümsememizin tek sebebi kızına olan sevgisiydi, ancak o vakit de benim yalnızlığımdan, onunsa kızına aşkından gözyaşlarımız kaybolmuyor, akacak gibi oluyor ama akmıyordu. Hiçbir vakit içimden kaybolmayan, sinsi sinsi zayıf anlarımı kollayan o aciz hissiyatı paylaşacağım kişinin, barda öylesine denk gelip muhabbete düştüğüm bir adam olacağını tahmin etmezdim. İkimiz de güzel şeyleri hatırlamakta güçlük çekiyorduk, tek berrak anılarımız, aklımıza geldiğinde kolumuzu, kanadımızı kıran anılardı. Midemizin alabildiği kadar içtik, akacak gözyaşı durmadı. Aramızdaki muhteşem ahengi ve samimiyeti kabullenmiş olacak ki:
"Biliyor musun," dedi, "Karım, geçen hafta işten geldiğimde kapıyı bana güler yüzle açtı." Ağlamaya başladı.
Halihazırda bütün kanım çekilmiş, şakaklarıma bir ağrı saplanmış ve ellerim titriyordu, karşımda koskoca aile babasının da yıkıldığını görünce gözyaşlarım akmaya başladı.
"Ee, ne var bunda?" dedim acı içinde yutkunup, hiç sahip olamayacağım bir şeyin hasedi ve adama olan sempatimle. Birden ağlaması şiddetlendi, biraz sakinleşmesi zaman aldı.
"Karım ve bir kızım var, hayatımda sahip olabileceğim en değerli varlıklar. Bir erkeğin sahip olabileceği en güzel şeye sahibim, ama ben..." dedi, yutkundu, "Ben takıntılı bir adamım. Düşündüğüm her şey bana durmaksızın acı verir. 34 sene dayandım, yapmadım ama artık duramıyorum, bu düşüncelerle yaşayamıyorum. Dünyanın en güzel iki varlığını koyup gitme isteği yüzünden aynaya bakamıyorum. Başıma gelen en güzel şeyler yüzünden ölemiyorum. Ben kendimi aleve vermek ve bir daha sönmemek istiyorum..."
Keskin mi keskin bir hançerle dağlandı her bir yanım, o hissi tanıyordum. Sustum, biliyordum teselliler bir kenara, dünyanın altın anahtarı bile üç kuruş fayda etmezdi o hissi kelama dökebilen adama. Sinir hastasıydım. Keder beni epey öfkelendirirdi, kan beynime sıçradı. Sonrası bir öfke nöbetiydi, hatırlamıyorum. Uyandığımda hastanedeydim, ellerim başta olmak üzere, her yanım yara bere içindeydi. "Ben de, sevgili dostum," dedim kendi kendime, "Ben de ölemiyorum..."
Toparlandım, iki hafta sonra yine aynı bara gittim. Ortalıkta yoktu, endişelenip barmene sordum. "Buradaydı, az önce gitti," dedi, ferahladım. Yine olay çıkarmayacağıma, sinir krizi geçirmeyeceğime ikna etmek zaman aldı. Sonunda soğuk biram geldi masama. Gülümsedim, ikinci kattan aşağı baktım. Atlayamadım.
Aradan yıllar geçti, bir daha o bara gitmedim. Adını sormayı akıl etmediğim dostumun hâlini vaktini merak ettim ama gidemedim. Hayatta ve güçlü olmasını umdum, zihninin ona her saniye ihanet etmemesini, ölümün kurtuluş olduğu düşüncesinden uzaklaşmasını ve kızıyla karısını çok sevmesini. Ben hâlâ ölemeyen bir adamdım, ya da sürekli ölmeye devam eden. Bıçaklar keskindi, ipler sağlam; ıstırap ölümcüldü, ölüm uzak.
Zaman keskin kılıcını gezdirirken tenimin her öpülmüş noktasında, yarın umut barındırmıyor, bugün hain, zihin daimdi. Bitmedi.
13 Eylül 2019 Cuma
Bury Me Not Far
This cursed city of mine
Betrayed me not a time.
She filled my belly and fixed me up a bed,
Poured me whiskey and some tears were shed.
My city is my jealous mistress.
I tried to leave her a thousand times
In my pocket, there were a few dimes.
And my soul was innocent
And tomorrow was promising.
I left and she cried
For my sorrows and blues.
She cried since I loved her not,
And none but her would mercy
To whom she longed for.
She called me back home,
I had no other choice.
She made love to me again,
Yet, I betrayed her once more and left.
On a cold night on some lonesome highway,
I stood as a man who had no one
With no place to go,
And not a soul to call.
Upon this merry world,
Not a dime of merriness
Or mercy was upon me.
I laid myself on the grass, at the gas station
And cried.
Lovers, and families and friends
Went by that gas station.
Wish they did not.
A few months passed,
My mistress called
And said: "Come home."
I said: "I have no love for you."
She said: "I know."
I returned to the arms of my mistress.
She never eased the pain,
Yet, she did not kill.
Now that I'm sure my grave
Will be shallow and abrupt,
Bury me not far.
7 Haziran 2019 Cuma
Therefore I Yearn
Honey, keep your body warm
A taste of you I have sworn.
Light a candle and wear your hair loose,
Let me handle the delightful art of seduce.
Don't put on any lipstick, so that
I know exactly when to kiss you
As your lips turn red and you leave me
A drop of fine wine there to taste.
As minutes go by and thy lust grows
So shall mine, due to Merlot I suppose.
I know you'll be in the arms of many
But tonight, I beg you to lie to me
And say "I'll kneel to none but thee."
I'll overlook the stitches on your knee.
6 Haziran 2019 Perşembe
Hatred
Among the unfaithful and the corrupted,
Burn a decent man once and soon you'll see
What he is actually made of.
Give him a gun and absolute impunity
And see him polish off the world.
Hurt his brother and let them
Pick up your pieces off the sidewalk.
Backbite him and lose your tongue,
Touch his lady and lose your cock.
Just give the gun to the decent man
Who lays his head easy
Once he sends to kingdom come
The twisters and the cheesy.
Let him wipe us all, the wicked,
Off this world that belongs not to us,
The unfaithful, and the corrupted.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Yalancı Siyah
Gece yarısının iştah kaçırdığı dönemlerden birindeydi. Kadınının saçları siyah derdi herkese, yıllar evvel bir Çarşamba akşamı uzun tırnakl...